Haber: OKTAY YILDIRIM Kamera: ADEM KARABAYIR
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında “ihaleye kumpas” iddiasıyla açılan davanın ilk duruşması bugün Büyükçekmece Adliyesi’nde görüldü. İmamoğlu’nun avukatı Kemal Polat, “Söz konusu dava, hukuk çerçevesinde konuşacak olursak, bir sonuca varamayacak boş bir davadır. Mevcut bilgi ve belgelerin hiçbirinin işareti dahi yoktur. Bu nedenle boş ve kullanıma uygun bir davanın düşünüldüğünü düşünüyorum” dedi.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Beylikdüzü Belediyesi döneminde yaptığı hizmet alımına ilişkin ‘ihaleye fesat karıştırma’ suçundan 7 kişi hakkında açılan davanın ilk duruşması Büyükçekmece 10’uncu Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. İmamoğlu’nun 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası aldığı ve siyasi yasaklama talep ettiği dava 30 Kasım’a ertelendi.
Duruşmanın ardından ANKA Haber Ajansı’na konuşan Ekrem İmamoğlu’nun avukatı Kemal Polat, şunları söyledi:
“Danıştay, İMAMOĞLU’NUN SORUŞTURULMASI İZNİNİ KALDIRDI: Beylikdüzü Belediyesi olarak İmamoğlu döneminden kalan ihalelerle ilgili bir tez. Bu iddiaya soruşturma izni verildikten sonra Danıştay’da itiraz edildi. Danıştay, devam eden iddialara ilişkin soruşturma izinlerini, Ekrem Cumhurbaşkanı’nın denetim ve gözetim görevlerini gereği gibi yerine getirmemesi nedeniyle kaldırdı. Diğer bazı sanıklar açısından da bazı soruşturma izinleri iptal edildi. Ancak bu soruşturma izinleri kaldırıldıktan sonra, ihaleye fesat karıştırma yönünden bir değerlendirme yapılması gerektiği ve bunun Danıştay’ın görevi dışında olduğu ifade edilerek belge toplu olarak Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir.
KONUŞMADAKİ VAKA BOŞ VE HİÇBİR SONUÇSUZDUR: Cumhuriyet Savcılığı, hazırlık soruşturmasında Sayın Ekrem İmamoğlu ile ilgili kontrol ve denetim görevini ihmal ettiği, seçtiği bilirkişinin sadece bu yönde görüş bildirdiği, ihaleye fesat karıştırmaya tesadüfi bir atıfta bulunulmadığı tespitine ulaştı. , değerlendirme yapılmamasına rağmen ihaleye fesat karıştırmakla suçlandı. bir dava açtı. Sözün konusu olan dava, hukuk çerçevesinde konuşacak olursak içi boş ve bir sonuca varamayacak bir davadır. Ne Cumhuriyet savcılığının veya Cumhuriyet savcılığının atadığı bilirkişi ne de belge kapsamında yer alan bilgi ve belgelerin hiçbiri müvekkilimin ihaleye fesat karıştırdığına dair bir emare dahi taşımamaktadır.
Sn. İMAMOĞLU BİR SONRAKİ DURUŞMADA MAHKEMEDE HAZIR: Diğer sanıkların ifadeleri alındı. Avukatları huzurunda savunmalarını yaptılar. Gelen sorularla ilgili olarak ihalede herhangi bir usulsüzlük olmadığını ve kendilerine neden bu şekilde davranıldığını açıkladılar. Orada ihalenin usulüne uygun yapıldığı ve kamu zararının olmadığı görülüyor. 30 Kasım’a ertelendi. Önümüzdeki celsede Sayın İmamoğlu’nu ifadesini almak üzere mahkemede hazır bulunduracağımızı beyan ettik. Bundan sonraki süreçte nasıl ilerleyeceğini hep birlikte göreceğiz.
İÇ BAKANLIK MÜFETTİŞİ OLMAYAN DENETÇİ RAPORUNDAN SÖYLÜYOR: Mahkeme, İçişleri Bakanlığı’nın müdahale talebini kabul etti. Kabul edilmemesi gerektiğini savunduk. İçin; İçişleri Bakanlığı’nın bu iddialarla ilgili doğrudan bir zararı yoktur. Bu iddiayı ortaya atan İçişleri Bakanlığı müfettişleridir. Bir İçişleri Bakanlığı müfettişinin biraz da kendi varsayımlarına dayanarak ortaya koyduğu, var olmayan kanıtlar var. Örneğin; içlerinden biri, Sayın İmamoğlu’nun iç denetçi raporu olmasına rağmen gereğini yapmadığını söylüyor. Ama böyle bir iç denetçi raporu yok, iç denetçi yok zaten. Ama bu konu sanki varmış gibi iddianameden geçti. Bu nedenle kanaatimizce İçişleri Bakanlığı’nın katılma talebi, bu asılsız iddiaları ileri süren bir makam olarak doğrudan bir kayba uğramadığı için kabul edilmemeliydi. Ancak bu aşamada takdir yetkisi Yargıtay’a aittir.”
